Uzun yıllardır ekranlardan tanıdığımız televizyonlarımızın başarılı spor spikeri sevgili Roksan Kunter ile dijital medya dünyasından, kariyer yolculuğundan, tecrübelerinden ve tabii ki futboldan konuştuk..
-Bir yurt dışı eğitiminiz de söz konusu. Aslında kariyerimin şekillenmesini sporla olan ilişkimle anlatmam daha doğru olacak. Babamın profesyonel basketbolcu olasıyla birlikte çok küçük yaşta spor hayatıma girdi. İlk olarak atletizm ve yüzme ile spora başladım, sonrasında Galatasaray alt yapısında Basketbol oynadım ve genç yaşta A takıma yükseldim.
LYON’DA İSTEDİĞİM SEVİYEDE BİR TAKIM OLMAMASINDAN DOLAYI BASKETBOLU BIRAKMAK ZORUNDA KALDIM.
-2 sezon Galatasaray’da profesyonel (A takım seviyesinde) olarak basketbol oynadıktan sonra Fransa ‘da Nantes Reze Baskete transfer oldum. 1 sezonda da Nantes’da oynadıktan sonra Lyon İletişim Fakültesi’ne kabul oldğum için Lyon’a taşındım. Lyon’da istediğim seviyede bir takım olmamasından dolayı basketbolu bırakmak zorunda kaldım. Aslında ilk olarak geçici bir süre için bırakma kararı almıştım ancak eğitim hayatım için aldığım kararlar neticesinde bir daha başlama fırsatı bulamadım İletişim fakültesinin ardından daha spesifik bir eğitim almak amacıyla Radyo TV Programcılığı Bölümü’ne başladım ve bu yıllarda ne yapmak istediğimle ilgili daha net fikirlere sahip oldum. Sporu çok sevmem ve bu alana hâkim olmam spor programcılığına yönelmeme sebep oldu.
HİÇBİR ZAMAN BÜYÜK HIRSLARIM VE BÜYÜK HAYALLERİM OLMADI.
-Hayatını biraz akışına göre yaşayan bir insanım 🙂 hiçbir zaman büyük hırslarım ve büyük hayallerim olmadı. Meslek hayatımla ilgili en büyük hedefim her ne yapıyorsam onu yapabildiğim en iyi şekilde ve laikiyle yapmak oldu sporculuk yaşamımda, üniversite yıllarımda ve sonrasında meslek hayatımda hep zamanın şartlarında neyi yapabileceğime inandıysam onu seçtim. Bugün düşündüğümde yine aynı noktadayım hayatın ne getireceğini bilemiyorum ama çok iyi bildiğim bir şey var ki o da mesleğimi çok severek ve özveriyle yapıyorum dolayısıyla daha öğrenecek ve yapacak çok şey olduğunu düşünüyorum.
DİJİTALDE EN ÇOK SEVDİĞİM ŞEY İZLEYİCİYLE DAHA İNTERAKTİF OLABİLİYORSUNUZ.
-Bence 2 mecra da hem birbirinden çok farklı hem de birbirinin aynı. Dijitalde en çok sevdiğim şey izleyiciyle daha interaktif olabiliyorsunuz, ne kadar izlendiğinizi görebiliyor, programın içeriğini beğenip beğenmediklerini ya da beklentilerini görebiliyorsunuz dolayısıyla izleyici memnuniyetini sağlamak daha kolay oluyor. Bir de tabii daha rahat ve kalıplardan uzaklaşabiliyorsunuz. Bugün Nutspor’da, dijitalde olmaktan çok keyif alıyorum yeni bir şeyler öğreniyorum.
-Basketbolu benim için ‘çok organik’ olarak tanımlasam yanlış olmaz diye düşünüyorum, doğduğum gün itibariyle hayatımda olduğundan benim için hayatın bir parçası… Doğduğum ev kaderim diyebiliriz 🙂
– İnanmayacaksınız ama takım tutmuyorum 🙂 futbol basketbol gibi organik değil. Elbette sonradan farklı branşlara karşı da gelişen; aslında mesleğimin getirdiği ve iyi ki de getirmiş dediğim bir ilgi, izlemekten ve üzerine konuşmaktan çok keyif alıyorum.
TECRÜBELERİMİ ELBETTE AKTARMAK İSTERİM, FIRSAT BULDUKÇA DA AKTARMAYA ÇALIŞIYORUM.
-Kadınların bence ülkemizde futbola olan ilgisi (tabii ki bunu kendi çevrem ve tanıdıklarım üzerinden yorumlayacağım) çok daha fazla. Futbola, kurallara ve özellikle tuttukları takımın sporcularına çok daha fazla hakimler, bunu basketbol içinde söyleyebilirim.
-Teşekkür ederim. Tecrübelerimi elbette aktarmak isterim, fırsat buldukça da aktarmaya çalışıyorum. Eskisinden çok daha az olduğunu görüyorum belki bunun sebebi artık herkesin akıllı telefonlarıyla sosyal medya da bunu icra edebiliyor olmalarıdır bilemiyorum.
TURNUVA BAŞINDA ARJANTİN-FRANSA EŞLEMESİ BİR ÇOĞUMUZUN TAHMİNLERİNDEN BİRİYDİ
-Heyecanlı ve alışılagelmişin dışında bir sezon oluyor. Alışılmışın dışında diyorum çünkü sezon ortasında bu kadar uzun bir araya alışık değiliz. Sezonun ortasında verilen bu uzun Dünya kupası arası şampiyonluk yarışını nasıl etkiler açıkçası merak ediyorum, araya kadar sezon keyif veriyordu umarım kaldığı yerden sakatlıksız devam eder.
-Hem organizasyonun tarihi hem de sürpriz sonuçlarıyla birlikte enteresan bir turnuva oluyor ama sonuç olarak bence beklenen final eşleşmelerinden biriyle noktalanıyor. Turnuva başında Arjantin- Fransa eşleşmesi bir çoğumuzun tahminlerinden biriydi. Siz sormadan söyleyeyim gönlüm Fransa’dan taraf 🙂
AYRICALIKLI OLMAKTAN ZİYADE SORUMLULUKLARIM OLDUĞUNU BİLEREK BÜYÜDÜM VE YETİŞTİRİLDİM.
-Evet Sultan Abdülhamit’in 4. Kuşak torunuyum. Şöyle; dedem, Sultan Abdülhamit’in torunu. Kendimi hiç ayrıcalıklı
hissetmedim ama gurur duydum. Ayrıcalıklı olmaktan ziyade sorumluluklarım olduğunu bilerek büyüdüm ve yetiştirildim. Kendi evladımı da bu sorumlulukların bilincinde yetiştirmeye çalışıyorum.
RÖPORTAJ: KAAN İLHAN
FOTOĞRAFLAR: FIRAT OĞUZ
TFF Başkanı Mehmet Büyükekşi: Sürekli yabancı getirip oynatmak yeterli değil