Sert, haşin ve alabildiğine mücadeleci bir futbolcuydu. Bu nedenle daha Galatasaray Lisesi sıralarında öğrenciyken kendisine “Domuz Ali” denilmişti. Futbol sahalarımızda da bu adıyla ün yaptı.
1904 yılında, ünlü Osmanlı sadrazamlarından Âli Paşa’nın torunu olarak İstanbul’da doğmuş ve kendisine dedesinin adı verilmişti. Futbolla Galatasaray Lisesi’nde öğrenciyken tanışmış ve yine bu okulun nice yıldızlar yetiştiren ünlü bahçesi Grand Cour’da futbola başlamıştı. Okulda yaptığı maçlarda dikkati çekerek alındığı Galatasaray kulübünde yetişmiş ve yine Sarı-Kırmızı renkler altında parlamıştı. 1922 yılında birinci takım kadrosuna alınmıştı. Savunmanın son kademesini teşkil eden bek hattında kendini göstermişti. Sert ve son derece mücadeleci bir futbolu vardı. Bütün maç boyunca koşar, didinir ancak yorulmak nedir bilmezdi. Fedakar ve canını siper eden bir futbolcuydu da. 1924 yılında Paris Olimpiyatları’na katılan milli takımımıza alınmış ve Ay-Yıldızlı formayı bu Olimpiyatta Çekoslovakya ya karşı oynadığımız maçta ilk kez giymişti. Olimpiyat dönüşünde Milli Takımımızın Skandinavya da yaptığı turneye de katılmıştı. Başarılı futbol yaşamında 9 defa Ay-Yıldızlı formayı giymiş ve devrinin en iyi beklerinden biri olarak tanınmıştı.
Galatasaray takımının İzmir’de oynadığı bir maçta uğradığı ciddi bir sakatlık yüzünden en verimli döneminde futbol sahalarımızdan uzaklaşmak zorunda kalmıştı.
1927 yılında askerliğini Ankara’da Muhafız Alayı’nda yaparken, bu birliğin takımı olan Muhafız gücünün çalışmaları onun içindeki futbol kıvılcımını yeniden alevlendirmişti. Bir iki antrenmanda kendini denemiş ve sakatlığının tamamen geçtiğini görerek yeniden futbol sahalarına dönmüştü. Askerlik görevini bitirene kadar Muhafızgücü takımında oynamıştı.
Terhisinden sonra tekrar Galatasaray’a dönmüş ve iki sezon daha Sarı-Kırmızı formayı giydikten sonra futbola kesinlikle veda etmişti.
Uzun yıllar bankacılık yapmıştı Ali Gençay. Mesleğinde de büyük başarı elde etmişti. Büyük bir bankanın müdürüyken geçirdiği bir hastalık sonucu uzunca bir süre yatmak zorunda kalmış ve 1957 yılında hayata gözlerini yummuştu. Futbol sahalarımızın bu haşin çocuğu sessizce fani dünyadan göçüp gitmişti. Arkasında tertemiz bir isim bırakarak…
Nur içinde yatsın…
ALİ BERATLIGİL